Teknenizi bugünün koşullarıyla revize etmek, ilk günkü haline getirmek zor mu? Yılların yükünü omuzlarında taşıyan halsiz ve bitkin yatınızı 2022 teknolojisiyle donatmak için ihtiyacınız olan şey, onu sağlam bir refit işleminden geçirmek.
Dünyada sanat eserleri haricinde ömürsüz çok az şey var. Kendinizi düşünün örneğin. Daha sıkı, fit, formda olmak için iyi beslenme, spor, biraz özen, yani tazelenmeye ihtiyaç duyuyorsunuz. İnsan gibi pek çok şeyin de ömrü var, fakat bu ömrü iyi şekilde geçirmek, ilk günkü gibi olmasa da ona yakın formda yola devam etmek mümkün. Otomobillerdeki restorasyon da bunun diğer yansıması. Peki denizcilik dünyasının vazgeçilmezleri tekneler, megayatlar da eskimiyor mu? Ya da onları günümüz teknolojisine taşımak zor mu?
İşte bu noktada dünya denizcilik dünyasında bilinen ismiyle “refit” devreye giriyor. 1970’lerin bir megayatını 2022 teknolojisiyle donatmak refit sayesinde mümkün. Türkiye’de bu konuda dünyaca tanınmış ve refit işlemi için dünyanın her yerinden teknelerin Türkiye’ye gelmelerini sağlayan tersaneler var. Bunların biri de ülkemizde yalnızca refit alanında uzmanlaşan ilk firma olan, benim de çalışmalarını yakından takip ettiğim yerli marka KRM Yacht & Refit. Firmanın kurucusu Kerem Başer’den de dinlediğim kadarıyla, bir tekneyi eskisinden bile şahane yapmak mümkün.
Yatınız ne kadar eskimiş olursa olsun, tıpkı bir iç mimarın dokunuşları gibi, tek tek, özenle teknenizi tasarlıyor, planlıyor (Bir mühendis teknenin tüm altyapısını onarıyor, sağlamlaştırıyor, ilk günkü haline döndürüyor) ve ona tekrar taze bir hayat veriyorsunuz. Tıpkı geçtiğimiz hafta yazdığım gibi, bu işlem daha çok kişiselleştirme opsiyonlarıyla yapılıyor. Teknenizde ne istiyorsunuz? İçerisinde sanat eserleri mi olsun, havuzluğunda güneşlenecek alan mı? Yoksa parti yapmak istediğiniz bir bölüm mü? Başer’den öğrendiğim kadarıyla beach club’a yüz binlerce Euro harcayıp orayı bir gece kulübüne çevirenler, teknenin tarzını, iç mekanını tamamen değiştirenler, ya da sadece teknesine çok bağlı olduğu için onu eski formuna kavuşturup denizle buluşturmak isteyenlerin sayısı hiç de az değil.
Hatta günümüz insanının spora daha çok ilgi duyması, özellikle de açık alanlarda yapılan sporun faydalarının çokça konuşulmasıyla birlikte, tekne sahiplerinin teknelerinin boyutlarına göre, basketbol potasından, havuza, mini bir spor salonuna kadar farklı beklentilerle iç mimarların kapısını çaldığını söylüyor Başer. Dolayısıyla “sky is the limit”. Aslında sınır bir yandan da siz ve hayalleriniz. Gerisini tasarımcılar bir şekilde hallediyor ve amaca uygun çözümler sunuluyor. Diyeceğim o ki, bir sevdiğinizi “ilk günkü” gibi görmenin yatçılıktaki karşılığı, refit. Dünyadaki pek çok kıymetli şeyin arzının daralması, talebin de katlanmasıyla birlikte eldekilerin kıymetini bilmek ve onları yenilemenin gerektiği bir dönemde refitin anlamı büyük. Ayrıca refit ile birlikte teknenizin dönüşümüne tanıklık ederken, tüm aşamaları online olarak dijital platform üzerinden de takip edebiliyorsunuz.
TAZE HABER
Azimut Magellano 30 Metri,
İtalya’nın ve dünya denizciliğinin en önemli markalarından biri olarak kabul edilen ve özellikle ülkemizde çokça bilinen marka Azimut’un, Viareggio’daki tersanesinden yepyeni bir haber var. Daha önce 66 ile seyrine çıktığım Magellano ailesinin en yenisi 30 Metri, özellikle uzun yol seven denizciler ve macera tutkunlarını memnun etmeyi amaçlıyor. Tasarımındaki çarpıcı detaylarla farkını ortaya koyan 30 Metri, markanın da bayrak taşıyıcı modellerinden biri. Daha önce 25’i tasarlayan Ken Freivokh ve Vincenzo De Cotiis imzalarıyla adından söz ettirecek olan 30 Metri, dev cam alanlarıyla iç mekanında konfor ve ferahlık sunuyor.
Cam alanların yaklaşık 70 m2 olduğu düşünüldüğünde, iç mekandaki güneşi şimdiden hissedebiliyorsunuz. Özellikle daha düşük karbon salınımı ve çevresel etmenleri göz önünde bulunduran İtalyan tersane, tüm teknelerinde bu anlayışla hareket ediyor. Hafifleştirme önemli. Otel modu olarak adlandırılan modda 100kWh lityum bataryalarla 4 günde 4 saat, akşamsa 8 saate kadar temiz enerjiyle sabit kalabiliyor. Bunun yanı sıra hafif gövdenin de etkisiyle yüzde 15 daha az yakıt tüketiyor.
Yazı Volkan Demirkuşak
Comments are closed