Bol miktarda yaşam alanı ve tek başına kontrol edilebilme özelliğiyle Sirena bizi, dinlenme odaklı, yeni gezi teknesiyle buluşturuyor.
Yazı: Esra Makara
Fotoğraflar: Jeff Brown/Breed Media
Marmara Denizi’nin doğu kıyısında, güzelliğiyle insana huzur veren Yalova’da demirli Sirena 58 her metrekaresiyle uzun menzilli bir gezi yatını andırıyor. Özgürce keşfetmeye uygun tasarlanan 18.6 metrelik tekne yedi denizlerdeki maceralara çağıran bir siren şarkısı gibi.
“Fakat bu, her şeyden önce konforlu bir macera olmalı”diyor Sirena Yachts’ın CEO’su İpek Kıraç. “Normalde bir teknede uzun süre seyir halinde olduğunuz zamanlarda evinizin konforunu özlemeye başlarsınız. Biz öyle yatlar üretmek istedik ki, size evinizi aratmasın. Markamızın tanımı da bu aslında. Sirena Yachts küçük ve orta boylardaki teknelere süperyat çözümleri, konforu ve kalitesini sunuyor.”
Sirena filosunun en yeni ve en küçük üyesi olan 58’i gezerken bu söylenenlerin su götürmez bir gerçek olduğu anlaşılıyor. Boyuna rağmen oldukça hacimli olan tekne hafif ve açık renklerde dekoratif ürünlere sahip. Öte yandan, dış mekanlardan ve dinlenme alanlarından da ödün verilmediği aşikar.
Firmanın üretim felsefesi satış tarafında da bir hayli yarar sağlıyor. Sirena, yeni modelinin suya inişinin üzerinden bir yıl geçmemiş olsa da 58’den 21 adet satmayı başarmış. Yatın büyük kız kardeşi 64 ise benzer satış rakamlarına sahip. Filonun iki modelinin bu başarısı tersaneyi 85 feet’lik diğer modeli suya indirme konusunda da ikna etmiş.
“58, çok daha büyük bir yatın konforunu arayan ama dümene kendisi geçmek isteyenler için harikulade bir alternatif oldu” diyor tersanenin motoryat departmanının satış müdürü Erhan Derin. “Günümüzde daha çok tekne sahibi uzun menzilli tekne arayışında. Daha küçük ama özel ve bir de dinlendiren alanları tercih ediyorlar. Sirena 58, bu bağlamda makul bir trawler olarak düşünülebilir. Yine de kendisini, performansı ve hacimli geniş alanlarıyla sınıfının diğer modellerinden ayrı tutuyor.”
5.35 metre genişliğinde olan 58, iki veya üç kamaralı yerleşimle sunuluyor. İki kamaralı versiyonunun, hafta sonlarını özgürce tekne kullanarak değerlendirmek isteyen süperyat sahipleri için çok daha uygun olduğunu söylemekte fayda var. Bu yerleşimde baş kamaradaki özel merdiven, konuklarına teknenin baş tarafına hemen çıkabilme şansı veriyor. Teknenin iç tasarımını gerçekleştiren, sektörde bilinirliğe sahip süperyat tasarımcısı Tommaso Spadolini, “Bu merdiven tekne sahibinin seyir deneyimini güzelleştiren hoş bir özellik. Fakat bu sonucu elde etmek için tasarım üzerinde epey düşündük. Yatağın arka tarafındaki yapıya takviyeler ekledik ve sonrasında meşe panellemeyle kapladık. Tekne sahibi kamaradan direkt çıkarak yedi adım atıyor ve her zaman karşılaştığımızın aksine ana salondan geçmek zorunda kalmadan teknenin baş tarafına geliyor.”
Teknenin bu özelliği, bir de tek başına kullanılabiliyor olması tersane sahibi Kıraç’ı da kendisi için bir Sirena 58 ayırması konusunda ikna etmiş. “Baş taraftaki alanı ana kamara olarak kullanarak, ön güverteye özel bir erişim sağlıyorum. Bu da bana süperyatlardaki mahremiyet ve konforu sunuyor.”
Süperyat dünyasının bir başka çok ünlü ismi ise bu modelin gemi mühendisliğini üstlenmiş: Germán Frers. O ise 58’i “mini bir explorer yat” olarak tanımlıyor. Fakat unutmamak gerekir ki 58, 12 knot’lık ağırkanlı bir yat hiç değil. Teknenin standardındaki 650hp gücündeki Caterpillar motorlar 30 knot’lık performansı mümkün kılarken, teknede hiçbir şekilde gürültü ve titreşim hissedilmiyor. Teknenin bir bıçağı andıran başı zorlu koşullarda da ne kadar etkili olabildiğini kanıtlamış. Sirena Yachts’ın Satış Sonrası Müdürü Tarık Şanlı, sohbetimiz esnasında Cenova’da üç metrelik dalgalarda nasıl seyrettiklerini anımsıyor: “Deniz seviyesi borda yüksekliği civarında olsa da, konfordan hiçbir şekilde ödün vermedik.”
Konu dönüp dolaşıp yine aynı noktaya geliyor. 58’in arkasından konuşan insanlar da tekne sahipleri de bu konuda hem fikirler: 58 gerçek bir “ev”. Bir tekne sahibi şöyle söylüyor: “Flybridge gerçekten etkileyici, teknenin iç hacmi bir hayli ferah. Kamara yerleşimi ise bana kendimi evimde hissettiriyor.”
58 ve 64 modelleri işine tutkuyla bağlı genç bir tersanenin eserleri. Sıra bu kez 85’e geliyor ki, Kıraç planlarının onunla da son bulmayacağının altını çiziyor. “Sirena Yachts’ta var olan serilere yeni modeller ekleneceği gibi, hep birlikte çok daha büyük seriler göreceğiz” diyor. “85 projesi ilerlerken eş zamanlı olarak hem bir süperyat serisinin hem de Sirena Yachts serisinin üzerinde çalışıyoruz.”
Bu söylem birkaç yıl öncesine kadar Sirena Yachts tersanesinden duymayı beklemeyeceğimiz bir söylemdi. Fakat şimdi öyle görülüyor ki, tersane de tıpkı ürettiği yatlar gibi küçük maceralara çıkmadan hiç mi hiç çekinmiyor.
Sirena 64
Sirena Yachts’ın ilk motoryat modeli olan 64, 2017’deki Cannes Yachting Festival’da denizseverlerle ilk kez buluşmuştu. 20.7 metre boyundaki yat, iç tasarımcısı Tommaso Spadolini tarafından “ferahfeza, dinlendirici, havadar ve aydınlık” olarak tanımlanıyor. “Panoramik gövde camları ve girişinde, kuzine ve kumanda mahallinin yanındaki sürgülü kapılar sayesinde teknenin iç yaşamı denizle bütünleşik halde. 5.9 metre genişliğine sahip olan Sirena 64 üç farklı yerleşim planı ve 24 metrekarelik ana kamarasıyla sunuluyor. Her biri 850hp gücündeki ikiz Caterpillar motorlarıyla performansını 27 knot’lara çıkarabiliyor ve 10 knot’lık seyir hızında 1000 deniz milini kolaylıkla katedebiliyor.
Comments are closed