Enzo Ferrari’nin oğlu “Babam tam bir otomobil insanıydı” diyor gülümseyerek. Ancak Risa Merl’a söylediğine göre, o kendisini aynı zamanda tekne insanı olarak da görüyor ve Riva gerçek anlamda kalbine dokunuyor.
Kendisinin devamlı yaşadığı yer, İtalya’da Ferrari genel merkeze de ev sahipliği yapan Maranello yakınlarındaki Modena. Race olarak adlandırılan Navetta 37 ise La Spezia’da demirli. Ferrari, Navetta 37’yi yazın Capri’de yelken yapmak ve Hırvatistan ile Yunanistan’a doğru seyre çıkmak için kullanıyor; “Capri’yi ve Amalfi sahilini seviyorum, iyi yemekleriyle ünlü bir bölge.” Ferrari tekneye çıktığında, rahat seyir yaşam tarzının basit zevklerini tadıyor; “Seyahat ediyorsunuz ama bavula ihtiyacınız yok. İhtiyacınız olan her şey sizinle. Tekneden doğayı izlemek, çok sevdiğim farklı bir his.” Enzo Ferrari’nin -yaşayan tek- ikinci oğlu Piero, tanıtılan ilk Ferrari 125 S’ten sadece iki yıl önce, 1945’te doğdu. Şirketle büyüdü ve babasının, şirketi otomobil imparatorluğuna dönüştürmesine şahit oldu. “Tatile çıkmak için vakti olmazdı” diyor Ferrari, babası için. Enzo’nun ailesiyle çıktığı nadir tatillerden birinde Adriyatik Denizi’nde Rimini’ye gitmişler, “Çünkü babam oradaki deniz mahsullerini çok sevmişti.” Ancak bu gezilerde aile, denize uzaktan hayranlık duymakla yetiniyormuş. Enzo, yatlara hiçbir zaman fazla ilgi göstermemiş. “Babam bir otomobil insanıydı” diyor Ferrari, gülümsüyor.
Ferrari, teknelere karşı olan tutkusunu 20’lerinin başında keşfetmiş. “Henüz gençtim ve ilk teknem dört metrelik Pirelli RIB’di. 30 hp’lik dıştan takmalı motoru vardı. Tekne sahipliği kariyerim bu şekilde başladı.” diyor ve ekliyor: “Zamanla metre metre büyüdü teknelerim, ta ki Custom Line 37’ye kadar. Kaç tane teknem olduğunu tam hatırlayamıyorum ama 20’den fazladır. Yelkenlilerim oldu, Pershing gibi sürat teknelerim oldu, şimdi de bir deplasman teknesine geri döndüm. Çeşitliliği severim.”
Race, Ferrari’nin özel ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde tasarlanmış. “Aklımda bu büyüklükte bir tekne vardı. Çağdaş tasarımın dengeli bir konsepti ve çok fonksiyonel.” Maksimum ışık ve rahat seyir için teknenin geniş pencereleri olması konusunda ısrarcı olmuş, bu nedenle gövde tasarımı ve stabilitesine çok dikkat edilmiş. Konu yatçılık olduğunda, Ferrari hız yapmayı sevmiyor. Cigarette gibi hız teknesi modellerini de—yalnızca bir saatliğine, daha fazla değil- denemiş. Fakat kendisinin asıl tutkusu ne hız tekneleri ne de dünyanın dört bir yanındaki yarışlara katılmak. “Denizde vakit geçirmeyi seviyorum” diyor, “Yelken de keyifli bir uğraş, yeter ki vaktim olsun.” Ferrari tekne sahibi olarak zamanının çoğunu dümende geçiriyor, araçlarına kendisi kaptanlık yapıyor. Navetta 37’sinin başka bir kaptanı olsa da kaptan köşkünde vakit geçirmekten ve makine dairesinde dolaşmaktan zevk alıyor. Yat yönetiminden teknolojiye, teknelerle ilgili her şeyden etkileniyor. Eğer Ferrari kendi yolundan gidebilseymiş, mühendislik okurmuş: “Mühendis olmak istiyordum ama babam beni ekonomi okumam için zorladı. Mühendis gibi düşünüyorum ve aslında hiçbir zaman ekonomiyle alakalı bir işim olmadı.” Ferrari, mühendislik eğitimi almasa da hayatının ilerleyen dönemlerinde, bu alandaki çalışmalarıyla anılmaya başlandı; Naples Federico II Üniversitesi’nden 2004 yılında havacılık mühendisliği alanında, Modena Üniversitesi’nden ve Reggio Emilia’dan 2005 yılında makine mühendisliği alanında onursal diploma aldı.
Piero’nun çalıştığı ilk yer Ferrari olmuş. Kendisine bu konuda ayrıcalık tanınmamış; satın alma departmanında yarış otomobillerine parça satın alıyormuş. İlk işi ona, parçaların kalitesinin önemini ve nasıl pazarlık yapılacağını öğretmiş. Ferrari gibi bir ismi taşımak, ağır bir yük gibi görünse de Piero bu durumla çok iyi baş etmiş ve ailesinden aldığı terbiyenin hakkını tam anlamıyla vermiş. İş girişimleri otomotiv dünyasının ötesine geçiyor. 1998’den 2004’e kadar Piaggio Aero Industries’in başkanlığını yapmış aynı zamanda birkaç yıl boyunca Banca Popolare dell’Emilia Romagna’nın yönetim kurulu üyesi ve başkan yardımcısı olmuş. Bugün Ferrari ve Ferretti Group’taki rollerinin yanı sıra otomotiv mühendisliği ve imalat şirketi HPE COXA’nın yönetim kurulu başkanlığını yürütüyor. Piero, “Ferrari’de öğrendiğim her şeyi başka işlerde de kullanabilirim. Ve hala Ferrari’nin yüzde 10’una sahibim. Şu anda borsaya açık dünya çapında bir şirket, tanınmış bir marka ama bunları bir kenara koyarsak Ferrari benim ailem.” Yazının devamı Boat International Türkiye’nin 8. sayısında…
Comments are closed