13. CNR Avrasya Boat Show etkinlikleri arasında Deniz Endüstrisini ve Denizciliği Geliştirme Derneği DENTUR tarafından geçtiğimiz hafta organize edilen “KADIN, SPOR ve DENİZ” Paneline Yard. Doç. Dr. Ebru Güzel moderatör olarak ve Birgül Erken, Çağla Kubat, Deniz İremgün, Esra Tekkaya, Neslihan Karayel, Sabine Dedeoğlu ve Selma Rodopman birer panelist olarak katıldı. Çok büyük ilgi gören panelde deniz sporlarında çok başarılı olan panelistler önce kendi hayatlarından kareler anlattılar ve sonrasında da projelerinden bahsettiler.
Tam bir kadın dayanışması içinde geçen panel sonrasında birlikte projeler oluşturulması konusunda çok güzel bir sonuç ortaya çıktı. Ebru GÜZEL’in başarılı moderatörlüğü, Çağla Kubat’ın ailecek denize olan çocuk yaştaki tutkusu, Birgül ERKEN’in felsefi yorumları, Selma Rodopman’ın ilklere imza atan projeleri, Neslihan Karayel, Sabine Dedeoğlu ve Deniz İrengün’ün denizde cinsiyet eşitliğini vurgulayan tematik etkinlikleri ve Esra Tekkaya’nın işini gönülden yapmasının okunduğu heyecanı panelin harika bir ortamda geçmesini sağladı.
Panelin sonunda değerli katılımcıların sözlerini ve faaliyetlerini özetleyen moderatör Ebru Güzel’in not defterinden yansıyanlar şöyle oldu:
Birgül Erken:
Erken panelde deniz sporunun felsefesini anlattığı sözleri, madalyaları ve farklılıklarıyla öne çıktı. Su altı fotoğrafçısı iken ‘serbest dalış’ sporu ile yolu kesişen Erken, “Serbest dalış ile tanıştıktan sonra spora uygun yaşamaya başladım. Günde en az 3.5 saat suda ve karada spor yapıyorum. Sporu, meditasyon ve nefes çalışmaları ile de destekliyorum. Ayrıca Guinness Rekorlar Kitabı’na adımı yazdırmaya hazırlanıyorum. Bu yıl içerisinde bisikletle su altında en uzun mesafeyi kat ederek Türkiye’yi ve adımı dünyaya duyuracağım” dedi.
Çağla Kubat:
Windsurf Slalom kategorisinde yarışan Türk Kadın sporcuların son yıllarda PWA Dünya Turundaki başarısından ve antrenman programlarından, deniz ve windsurf tutkusu, Çağla Kubat Alaçatı Windsorf Okulu’nu neden kurduğu ve bu sporun çocuklara kazandırdığı nitelikleri anlattı. Ailesinin kendisini sürekli spora teşvik ettiğini dile getiren Kubat bilinenin aksine deniz tutkusunun çok küçük yaşlarda başladığını ifade etti: “Hemen hemen bütün sporları denedim. Ama kalbim rüzgâr sörfüne kapıldı. Miss Turkey’e katıldım, dizilerde oynadım ama sporu asla bırakmadım. Dünyada Türkiye’yi, Türk kadınını tanıtma fırsatı yakaladım. Windsurf Slalom kategorisinde son yıllarda kadın sporcular ilk 10 arasında yer alarak erkekleri gerisinde bırakıyorlar. Kadınlar farklı ülkelerde farklı denizlerde antrenman yapıyor. Biz kadınlar deniz tutkumuz için kilometrelerce yol gitmeyi göze alabiliyoruz. Bu da başarımıza yansıyor.”
Esra Tekkaya :
Deniz sporlarındaki başarısının yanı sıra mimar ve blog yazarı da olan Esra Tekkaya, her şeyin ailede başladığını söyledi. Tekkaya şunları söyledi:
“Hem spor hem de deniz tutkusu ile büyütüldüm. Yelkencilik de benim kaçınılmazımdı. Üniversite tercihlerimde hep denizi olan şehirleri yazdım. Kocaeli’nde üniversiteye başladım ve ilk işim yelken kulüpleri aramak oldu. Eşimle de bu sayede tanıştık. Şimdi ise eşimin adına kurduğumuz denizcilik şirketinde 20 kişiden oluşan ‘Team Leadies First’ isimli bir ekibim var. Birçok yarışlara katıldık ve ödüller aldık. Hedefimiz Türkiye’de yelkenciliği geliştirmek ve yaygınlaştırmak.”
Deniz İrengün:
Denizi hep çok sevmesine rağmen yelkenle otuz yaşından sonra tanışmasını örnek göstererek yelken öğrenmenin yaş sınırı olmadığını belirtti. Yelkenden aldıkları keyfi başkalarının da almasını sağlamak, sosyal farkındalık temalarıyla kadınların ve çocukların eğitimine, gelişimine, ilerlemesine katkıda bulunmak ve dünya kadınlarını ortak hedefler çerçevesinde birleştirmek amacıyla Neslihan Karayel ile birlikte düzenledikleri çalışmalarından bahsetti: “Kadınlar aslında birçok konuda son derece atılımcı, cesur ve yenilikçi. Paylaşma ve dayanışma kadının doğasında var. Ortak çalışmalarımızın ürünü olan etkinliklerimizde dünya kadınlarını bir araya getirirken bir yandan da ortak dünya görüşümüz sayesinde belirli sosyal sorumluluk temalarını vurguluyoruz. Bu tür çabaların birleşerek daha güzel bir dünyaya katkıda bulunacağına inanıyoruz.”
Neslihan Karayel:
Türkiye’de verdiği eğitimlerle kadın yatçıların sayısını arttırmayı ve ülke genelinde yaygınlaştırmayı, sosyal projeler ile kadının gelişimine katkı sağlamayı hedeflediğini aktardı. Bununla beraber düzenledikleri uluslararası organizasyonlarla da ülke tanıtımına, kültürler arası karşılıklı anlayışı geliştirmeye katkıda bulunduklarını, ve deneyimlerin paylaşıldığı ortak bir platformda dostluğu ve dayanışmayı öne çıkarttıklarını vurguladı. Kadınların erkeklere göre daha titiz ve daha çalışkan olduğunun altını çizen Karayel, “Ancak öğretilmiş bir çaresizlikle yetiştiriliyor. Yapılan bir araştırmaya göre erkek-kadın eşitliğinin olabilmesi için 200 sene daha geçmesi gerekiyor. İzlanda’da artık aynı pozisyonda çalışan erkek ve kadınlar aynı maaşı alıyor. Bizim de bu konuda çalışmalar yapmamız gerekiyor. Biz de kadınlar olarak farkındalık yaratmak için Uluslararası Yelken Kadınlar Haftası’nı hayata geçirdik. Bu sene 9. kez düzenleyeceğimiz Uluslararası Kadınlar Yelken Haftasının bu sene sloganı “Kırmızı Yelken Aç / Kadınları Güçlendir, Dünyayı Değiştir” kadınlara ve kız çocuklarına fırsat eşitliği sağlanması konusunda farkındalık yaratıyoruz”
Sabine Dedeoğlu:
Verdiği yelkenli yatçılık eğitimleri ile Türkiye de bir çok yelkencide emeği olan Sabine Dedeoğlu, bu sporun emniyeti ve disiplini elden bırakmadan en keyifli doğa sporlarından biri olduğunu ve özellikle de kadınların korkmadan bu sporu yapabileceklerini vurguladı: Ben de bütün sporları denedim. Ancak kalbim aile sporumuz olan yelkende kaldı. Yelken sporunu öğrenmek isteyenlere de eğitimler veriyorum. Alman disiplini ile çalıştığım sıkı, ciddi ve farkındalıklı bir eğitim anlayışım var. ”
Selma Altay Rodapman:
Fenerbahçe Doğuş Yelken Şube Sorumlusu Selma A. Rodopman şunları dile getirdi:
“Yelken benim için bir tutku. Aynı zamanda profesyonel yöneticisi olduğum bir branş. Amacım deniz tutkusunu genç nesillere aktarabilmek ve ülkemizde yelken sporunun gelişmesine katkıda bulunmak.
Fenerbahçe Doğuş Yelken olarak 530 lisanslı öğrencimiz var. Olimpiyatlara yelkende en çok branşta sporcu yollayan şubeyiz. Olimpiyatlara katılacak 7 sporcumuzun 3’ü kadın sporcu. 2020 Tokyo Olimpiyatları’nda
hedefimiz Türkiye’ye yelkende ilk madalyayı getirmek. Başarının kadını erkeği olduğunu düşünmüyorum. Kim daha çok çalışıyorsa o başarılı oluyor” değerlendirmesinde bulundu.
Comments are closed