Dünya yatçılık, denizcilik sektörünün buluştuğu, en önemli tekne fuarlarından biri olan Cannes Yachting Festival, 6 Eylül’de kapılarını görkemli bir şekilde açmıştı. Dün sona eren fuarın ardından bu yılki izlenimlerimizi siz tekneseverlerle vakit kaybetmeden hemen paylaşalım.
Yazı Volkan Demirkuşak
Pandeminin etkileriyle, tekne alımı konusundaki talep artışı, çip krizi, hastalıklar, yüksek enflasyonun da üretim tarafını kısıtlaması, zorlaması, yavaşlatması işleri bir başka noktaya getirdi. Bu yılki fuarı sizin için gezdim, gördüm. İlk gözlemimse şu oldu: Fransız Rivierası’nda lokal Fransızlar, yarı lokal ve komşu İtalyanlar, gösteriş tutkunu Ruslar haricinde en çok biz Türkler vardık. Katılımın çok yoğun olduğu, ilk anlardan itibaren belliydi. Tekne alanlar sanki sergilenen teknelerini kollamaya, alamayanlar da bir umut, yakın dönemde suya inecek bir şeyler bulur muyuz diye bakıyordu. En azından önemli bir bölümü diyeyim. Türkiye’den çok önemli katılımcılar vardı. Sirena 78, Numarine 37 ve 26 XP, SUV Class Rock, Sarp Yachts, Antalya üretimli Lazzara gibi birçok marka, fuarda yerini aldı. İlgi yüksekti. İki ayrı marinada, motoryatlar ve yelkenliler olmak üzere düzenlenen şovda, vaktimi daha çok motoryatlar arasında geçirdim ki aslında aklım yelkenlilerdeydi. Son günüyse nihayet onlara ayırdım. Jeanneau 410, 490, 600’ü gezdim. Ve Hanse 460. Hala aklım onda.
Antalya Serbest Bölge’de çok sıkı tekneler üretiliyor. Markalardan biri de Sarp Yachts. Markanın yöneticilerinden Emre Şandan ile sohbet ederken “Volkan, XSR 85’in renk babası sensin” dedi. Kendisine gönderdiğim bir Porsche 911 otomobilin renginden esinlenilerek bu turuncu, çekici renk seçilmiş. Elbette hoşuma gitti. Ardından Azimut standına uğradım. Azimut Türkiye adına çektiğimiz video ile Azimut Global’den, “Best Digital Support” ödülünü almışız. Azimut’ta Grande 26 ve 36 sergilendi. Fairline 65, Squadron 68, Sunsekeer 100, Bluegame BG 54, Sanlorenzo SD90 gibi modeller, yine fuarın en çok konuşulanlarındandı. Tüm bu modellerin detaylarından gelecek günlerde yine bahsedeceğim. Nadal’ın markası olarak da ünlenen Sunreef’i de markanın yöneticileriyle gezdim. Solar paneller, geniş oturma alanları, eco seyir ruhuyla müthiş bir iş çıkartmışlar ortaya. Yine bir diğer Türkiye üretimi ve daha önce tanışmadığım bir marka olan SUV Class Rock’ı da gezdim. Sancak taraftaki balkonda program bile çektim. Başarılı işler mutlu ediyor. Yine Antalya üretimli Lazzara da işçilik malzeme kalitesi ve dev merdivenleriyle, otel hissi yaşattı bana. Fabrikasını gezme sözünü de kaptık.
Fuarı Türkiye’de denizcilik konusunda sözüne en çok güvendiğim isimlerden, KRM Yacht Refit & Rebuild firmasının kurucusu Kerem Başer ile gezdim. Ben sözel, o mühendislik bakışıyla ilginç bir kombinasyon yarattık. Türkiye’de refit denince akla gelen ve dünya çapında konuşulan işlere imza atan Başer’den birkaç not da ileteyim: “Artık herkes büyük, geniş tekne yapıyor. Ama müşteriler, iyi iç mekan, ergonomi, çokça da işçiliğe dikkat ediyorlar. Özenle seçilmiş malzemeleri olmayan, kaba işçilikli, tasarıma, sanata dokunmayan tekneler mutlu etmiyor müşterileri.” KRM Yacht süperyatları eskisinden daha iyi hale getirmeye kararlı vizyonuyla yola devam ediyor. Fuarla ilgili diğer detaylar için lütfen takipte kalın.
Comments are closed