Kamerasını, kalemini ve defterini eline alıp yollara düşen Tuna Bayık, bu kez rotasını çok da popüler olmayan Bari’ye çeviriyor. Lezzet durakları, tarihi mekanlarıyla bu şehri keşfetmek isteyeceksiniz
Sinemaseverler bilirler ki bazı filmler senaryolarıyla, bazıları unutulmaz sahneleriyle, bazılarıysa dev oyuncu kadrolarıyla unutulmazlar arasına girer. İtalya her şehriyle bir yıldız. Kimi şehri Oscar’dan Altın Küre’ye kadar ödüllerle donatılmış. Roma’dan Milano’ya, Napoli’den Floransa’ya tarihin bezenmiş ve korunmuş güzellikleri, eriyen mozzarella peyniri ve şık İtalyan kültürüyle tekrar tekrar izleten cinsten filmlerden. İşte böyle oyuncuların olduğu bir filme götüreceğim sizleri. Everyone says I love you. Woody Allen’ın elbette kendi yazıp yönettiği filmlerinden bir tanesi olan Herkes Seni Seviyorum Der (Everyone Says I Love You), Allen’ın zihninin ortaya çıkardığı başarılı parodilerden bir tanesi. Seçkin bir Amerikan ailesini anlatan filmde, birçok anahtar karakter ve olay birbirini izliyor. Filmin kadrosundaysa başta bizzat Woody Allen ile beraber Julia Roberts, Natalie Portman, Edward Norton, Drew Barrymore, Tim Roth, Liv Tyler ve Goldie Hawn gibi uzadıkça uzayan bir dolu isim var.
Peki bir oyuncu kadrosunda tüm yıldızlar içerisinde daha az yıldız görünen ama oyunculuğuyla döktüren sanatçıları kendinize daha yakın hissetmez misiniz? Bazen alınan tüm ödüllere rağmen Liv’i Natalie’yi boşver, Goldie’yi görmedin mi diye haykırmak istemez misiniz? İşte ben böyle bir başyapıt olan ülkede tam olarak bunu yapacağım. Bari sokaklarında keşfettiklerimi sizinle paylaşmaya hazırım.
Çizmenin topuğunda yer alan şehirde gezmeye Mercantile Meydanı ile başlarken bir anda kendinizi 13. yüzyılda bulacaksınız. Tarihin izleri Corona della Giustizia yani “Adalet Sütunu” ile şehrin göbeğinde yer alıyor. Burası festivalsiz döneminde bile hareketli ancak gitmeden önce küçük bir araştırma ile onlarca festivalden birine denk gelmeniz mümkün.
Bu festivallerde elinizde bana göre ülkenin en iyi tadımlıklarıyla dans ederken bulabilirsiniz kendinizi.
Çizmenin topuğunda yer alan şehirde gezmeye Mercantile Meydanı ile başlarken bir anda kendinizi 13. yüzyılda bulacaksınız. Tarihin izleri Corona della Giustizia yani “Adalet Sütunu” ile şehrin göbeğinde yer alıyor. Burası festivalsiz döneminde bile hareketli ancak gitmeden önce küçük bir araştırma ile onlarca festivalden birine denk gelmeniz mümkün.
Bu festivallerde elinizde bana göre ülkenin en iyi tadımlıklarıyla dans ederken bulabilirsiniz kendinizi.
Bu minik İtalyan şehrindeki tiyatro ve opera salonları rüya gibi. Petruzelli Tiyatrosu ya da Margherita Salonu’nun ihtişamlı görüntüsü buradan geçen yıldızları unutturuyor. Yine de Pavorotti ya da Frank Sinatra buradaydılar demem şart.
Yeşil ve mavi buluşmuyor, adeta sevişiyor bu şehirde. Önce sıkıntı, dert, keder bırakmayan Parco 2 Giugno parkına gidelim. Yeşilin tonları huzurun başkentlerinden biri haline geliyor, ama beraberinde acıkıyorsunuz. Ve kilosu ne kadar gibi bizden bir soruya doğru ilerleyeceğiniz Puglia bölgesinin efendisi, makarnalara ve ustalarına doğru ışınlanıyoruz. Lezzet kokan sokaklarda ilerlerken yutkunmanıza neden olacak bir anlatıma izninizle geçiyorum. Açsanız lütfen sayfa değiştiriniz.
Focaccia için, odun fırınında pişen, iki santim kalınlığında, altı kıtır, üstü yumuşak bir tür “kalın pizza ekmeği” diyebiliriz. Üzerine iddialı mozzarella, domates, ricotta, soğan, et, sebze serpiştirilerek pişiriliyor. Orecchiette ise ev yapımı bir makarna. Tombul, içe basık ve tırtıklı. Küçükleri için kıymalı sos ya da yanında yuvarlak salçalı köfte ile servis yapabilirsiniz. Hiçbirini bir tane daha alayım demeyerek tatmaya devam edin. Hatta kokuları takip edin ve ev yapımı makarna almak için Bari’nin merkezindeki Arco Basso’dan geçip Bari Vecchia’ya gidin. İtalyan teyzeler bunları oracıkta yapıp kurutup sokakta turistlere satıyorlar. Ben şanslıydım onlarla içeceğimi tokuşturup yiyebildim. İşte dünyanın en iyi makarnası bu kadar sade, bu kadar güzel .
Michelin yıldızlı şeflerin önünde saygıyla eğilip notlar aldığı bu sokak geleneği, akşamın geç saatlerine kadar sürüyor. Ve beklenilen soru: Kiloyla alabilir miyim? Elbette. Peki nasıl saklarım? Derin dondurucuda. Evde pişirilmesi de güzel, şimdiden söyleyeyim. Ben bu şehirde dostum Matteo’nun tavsiyesiyle gittiğim restoran kadar iddiasız ancak bir o kadar büyüleyici az mekan gördüm. Onlarca çeşit mezesi ve pizzasıyla bu filmin yıldızlarından biri burası.
Basilica de San Nicola, Demreli Aziz Nicola’nın kemiklerinin zamanında çalınarak getirildiği katedral, şehrin merkezi bir konumunda. Bari’nin imzası olan bazilika, Güney İtalya’da inşa edilen ilk Norman kiliselerinden biriydi. Kola firmalarının Noel Baba diye aşıladığı önemli kişinin kemiklerinin bulunduğu kilise, bugün hem Katolikler hem de Ortodoks Hristiyanları için önemli bir hac noktası ve önemli bir mimari eser olarak korunuyor.
İtalya’nın tarım ambarı olan şehir, ülke zeytinyağının yüzde 60’ını üretiyor. Yüzdelerle kafa şişirmemek için 60 milyon zeytin ağacı desem daha anlaşılır olur muyum? Ya da italya nüfusunun da 60 milyon olduğunu söylesem? Bu sebeple zeytinyağı almak da iyi bir alışveriş olacak ki verdiğinizin karşılığı, evinizde lezzetli sonuçlar almanıza vesile olacaktır. Yani sonra aldığım makarna evde neden olmadı diye bana kızmayın.
Gelelim bu şehrin berrak sularına… Deniz benim için koy koy gezince güzel diyorsanız, Bari tam da adresi. Dalgaların vura vura oyduğu mağara manzarasında uygun fiyatlarla kiralayabildiğiniz yatınızdan atlayabildiğiniz Adriyatik’in mavi tonlarıyla bezenmiş suları, inanılmaz anlar yaşamanıza vesile olacak. Ardından oley sesleri arasında kayalardan sulara atlamayı mutlaka denemelisiniz. Turkuaz renkli denizi, pastel renkli tahta pencereleri, kapıları olan bir kasaba. Romantik ve dingin. Hem de çok yakınımızda… Karaya adımınızı attığınızda zihninizde tek şarkı olacak. Bölgede doğup büyüyen Domenico Modugno’dan Volare’yi dinlemeden olmaz. Sözleri şöyle:
Volare, oh oh,
cantare, oh oh oh oh.
Nel blu dipinto di blu,
felice di stare lassu .
İtalyanca ülkemizde en çok tercih edilen dillerden olmadığı için sizleri yormayıp çevirisini de paylaşmak isterim.
Uçmak, oh oh,
Şarkı söylemek, oh oh oh oh.
Maviye boyanmış maviliklerde,
Orda olmaktan memnun bir halde.
İşte bu bölgenin beyefendisinin onlarca yıldır eskimeyen harika şarkısı. Modugno’nun heykeliyse ona yakışır şekilde sahilin tam kenarında.
Ara sokaklarda kaybolmadan önce Vittorio Emanuele Meydanı’nda bulunan dondurmadan tatmanız gerekiyor. Enerji depolayıp el değmemiş ara sokakların tadını çıkarmalısınız. Alışveriş için güzel ve el yapımı ürünlerden eliniz boş çıkabildiyseniz aylar öncesinden rezervasyon yaptırdığınız güzelliği lezzetle buluşturan Grotta Palazzese Restoranı’na gitmek için doğru zaman. Bir kireç mağarasında, denizden 25 metre yükseklikte balığın tatmadığınız yüzü sizleri bekliyor. Bari stili çiğ balık tabağına tereddütleriniz varsa ilk lokmanızda bunu aşacaksınız. Hemen söylemekte fayda var, gezegenin en iyi restoranlarından birindesiniz. Manzaranın keyfi ve mekanın otantizmi tarifsiz lezzetlerle birleşince, memnuniyetiniz yüzünüze yansıyacak.
Şairler sokağında her köşe bir metafor, her köşe fotoğraf makinesini çağırıyor. Evsiz Guido yerleşim yeri olarak burayı seçtiğinde, belediyeden ev talebi “Bizim öyle bir seçim vaadimiz yok” yanıtıyla bir üzüntüye dönüşünce, her noktaya yazdığı şiirler halk tarafından beğeni almış ve hemen bir efsane olmaya doğru ilerlemiş. Görmeden dönmemek lazım. Sanat, bu minik kasabada her köşeye işlenmiş.
Yazdıkça beni büyüsü altına alan Bari sevgim daha da artıyor ve sizleri UNESCO Dünya Mirası Listesi üyelerinden Albarabello’ya davet ediyorum. Pitoresk kelimesinin karşılığı denebilecek güzelliği 1500 Trulli ile zirveye taşıyan sevimli kasaba, peri masalından bir sahne gibi akıp gidiyor. Bizde inşaat şirketlerinin sloganı gibi olan şehrin gürültüsünden uzak ve şehrin yanı başında anlatımlarının tam karşılığı. Yalnızca köprüye yakın değil ancak o kadar kusuru da affedersiniz diye düşünüyorum.
Yazımın kritik bir noktasında “nasıl gideceğiz” sorusu okuyucuda belirdiyse Türk Hava Yolları ile doğrudan Bari seferleri mevcut. Bu şehirde de her yerde olduğu gibi harika bir ekiple çalışıyorlar. Başta Bari Müdürü Ömür Kahraman ve ekibine muazzam çalışmalarından ve üşenmeyip beni şehri tanımam için yönlendirmelerinden ötürü çok teşekkür ediyorum.
Şehrin 500 kilometrelik sahil şeridi bir peynir tabağı gibi. Her noktasında yeni bir tatil mekanı ve ayrı güzellikler barındırıyor. Monopoli onlardan biri. Kısa süreliğine uğrayıp meşhur İtalyan kahvemi içiyorum . Tatlı yorgunluk nedir? Bari cevabını, vücuduma zerk ediyor.
Kara yoluyla bir saat mesafedeki – dilerseniz deniz yoluyla da gidebilirsiniz- Puglia’nın incisi Trani’yi de görmek istiyorum. Trani, özellikle yazın gelen birbirinden şık misafirlerini marina kenarındaki bar ve restoranlarla buluşturan sofistike bir yapıya sahip. Liman, beyaz yatları ve balıkçı teknelerini gezip izleyebileceğiniz bir yerken, tarihi merkez, Orta Çağ kiliseleri, parlak kireçtaşı sokakları, tarihi Yahudi mahallesi ve soluk ama büyüleyici palazzileri keşfetmek için şahane bir alan.
Kutsal sayılan Roma İmparatoru 2. Frederick tarafından yaptırılan Castello Svevo ilginç mimarisiyle turistleri kendisine çeken tarihi yapılardan sadece bir tanesi.
İtalya’da geçen bir hikayeyle Bari yazımı sonlandırıyorum. Hikâyeyi bilirsiniz: Hz. İsa’yı denemek için O’na, “Romalılara vergi vermek caiz midir?” diye sorarlar (Matt: 22.17). Hz. İsa kendisine sorulan sorunun amacını bildiği için onlara “Vergi ödediğiniz parayı bana gösterin” der. Kendisine gösterilen dinarın üzerindeki resme bakarak, “Bu resim kimin?” diye sorar. “Resim Sezar’ındır” cevabını alınca, İsa “Sezar’ın hakkını Sezar’a, Tanrı’nın hakkını da Tanrı’ya verin” diye cevap verir. Hz. İsa, bu sözleriyle daha sonraki yıllarda Hıristiyan dünyasının temel prensiplerinden olmuş bir kuralı da ortaya koymuştur.
Bari’nin hakkı Bari’ye.
Bari’den bunları yapmadan dönmeyin!
YEMEK
Şehrin hemen ortasında bulunan Enzo&Ciro’da onlarca çeşit mezeyi mutlaka tadın. Yer bulursanız şanslısınız.
ALIŞVERİŞ
Zeytin ve ürünleri, çok meşhur hatta bu şehrin iftihar sebebi. Ayrıca, moda yüzyıllardır burada yaşıyor. Hem sezon hem sezon sonu alışverişleri Milano’dan farksız.
GEZİ
Falezlerden Adriyatik Denizi’ne atlamanın keyfini Polignano a Mare’de yaşamayacaksınız da nerede yaşayacaksınız? Her yaş ve cesarete göre falez mevcut.
DİNLENME
Meşhur siesta kültürünün parçası olan öğle aralarını, herhangi bir kafenin önünde İtalyanlarla tembellik yaparak geçirmek lazım.Tabii ki İtalyan kahvesi eşliğinde.
Comments are closed