2020 yılı itibarıyla yaşanan salgın her sektörde taşları yerinden oynatmaya devam ediyor. Piraye Şahinkaya Orhun’un kaleminden, Türkiye ve dünyada yat sektörünün gündemine odaklanıyoruz
Yetersiz planlama ve zayıf liderlik- le birleşen ölümcül bir virüs, insanlığı endişe verici yeni bir yola soktu. Bu modern zamanlar distopyasında insanın algısı, bakış açısı, var olma şekli, alışkanlıkları ve beklentileri değişirken küresel tüm sektörlerde de yansımaları oldu. İnsanlık tarihi büyük olumsuzluklar karşısında, bu ister salgın hastalık olsun, ister savaş, ister doğal afet, ister finansal kriz; hep çözüm arayışına giderek yeni aktörlere veya akımlara gebe oldu. Süperyat sektöründe zaten var olan sürdürülebilirlik sorunu ve potansiyel müşteri – sermaye arayışı bu dönemin etkileriyle evrildi. Yaşadığımız bu günler 10 yıl sonranın “pandemilerde süperyat endüstrisi” analizlerine veri biriktiriyor.
Bilindiği gibi, süperyat endüstrisi küresel olarak; kara harcamaları hariç, yılda yaklaşık 12 milyar Euro’luk bir ekonomik etkiye sahip. Sektörde 250.000’den fazla kişi çalışıyor. Sektör, tersaneler yanında, malzeme ve ekipman, marina hizmetleri, çekek ve bağlama alanları, bakım onarım faaliyetleriyle oldukça büyük bir endüstri. Pazarın yıllık büyüme oranı ortalama yüzde 20’lerde. Yani süperyat inşa etmek, satın almak ve işletmek istihdam yaratıyor.
AKTİF TERSANE SAYISI ARTIŞTA
Küresel verilere göre salgına rağmen sektör düz bir çizgide ilerliyor. Az sayıda tersane yüksek düzeyde faaliyet gösterirken, diğerleri spekülasyon üretimine devam edip varlıklarını sürdürme- ye çalışıyor. Sektörde “seçkin katman” olarak bilinen SYBAss üyesi 21 tersane; geçmişte olduğu gibi, tüm marketin yarısından sorumluyken diğer yarısı tek teknelik üretim yapmaya devam ediyor. Bir önceki sene 151’den 170’e çıkan aktif tersane sayısı, bu sene de 179 olarak artışını sürdürdü. Ancak bunlardan 87’sinin sadece bir projesi var ve geçen seneki 19 tersane gibi bu sene de yarıya yakını pazarda yeni oyuncular. Son beş yılın her biri için yılda bir proje teslimatı olarak tutarlılık kabul edilirse, dünya çapında gerçekten tutarlı olarak sınıflandırılabilecek sadece 10 tersane var. Sektör büyüdükçe çeşitlilik azalıyor ve bu da katılımcı ekonominin temellerine aykırı görünüyor. Geçen sene 807 projeyle “kesintisiz yükselme dönemi” duran sektörde, bu sene 821 projeyle bir artış görünüyor.
Ancak bu 821 projeden 159’unun 2020’de teslim edilmesi gereken projeler olduğu düşünülürse, gerçek bir artıştan söz edilemez. Geciken projeler bu sektörde her zaman belirgin olsa da bu yıl genel ortalamanın iki katında gerçekleşti. Salgın, küresel teslimat planlarına açıkça zarar verdi. Gecikmeler; pandeminin ekonomik etkisi nedeniyle bazı müşterilerin tersaneleri “yavaşlama” yaklaşımını benimseme- ye zorlamasından, pandemi kısıtlamalarının mevcut iş gücü ve ham madde kaybına neden olmasından ve sezonu kaçıran bazı müşterilerin “genç” bir model elde etmek için yatlarını 2021’de teslim almayı seçmelerinden kaynaklandı.
NET OLAN TEK ŞEY VERGİLER
Küresel istikrarsızlık ve belirsizlikler sektör için her zaman bir soru işaretiydi, salgın sonrası bu baskı daha da arttı. 2019 ‘da yaşanan iklim yangınları, göçmen krizi, ABD ve Çin arasında ki ticari restleşmeler, Brexit, diğer jeopolitik geri- limler ve küresel ekonomide durgunluk endişeleriyle yükselen Küresel Belirsizlik Endeksi, 2020’de bu sürece bir de salgının eklenmesiyle tarihindeki en yüksek seviyeye ulaştı. Artan politik istikrarsızlıklar; hem belirsizlik yaratarak yatırımların düşmesine ve finansal sermaye kaçışına, hem de fiziki ve beşeri sermayenin zarar görmesine neden oluyor. Ortaya çıkan ekonomik hasar ve toplumsal çöküş; milliyetçiliğe, büyük güç rekabetine, stratejik ayrışmaya ve uzun vade- de, işletmelerin kapanması ve işsizliğin artmasıyla küresel büyümenin düşmesine neden olacak.
Yazının devamı Boat International Türkiye şubat sayısında.
Keyifli okumalar!
https://dergilik.com.tr/magazine/boat-international-16-0/58537
Comments are closed