Sizin için bu sorunun cevabı nedir bilinmez ancak Behzat Şahin ve Güneş Özensoy şehir hayatına dair tüm ezberleri silip, yaşantılarını denize, doğaya, kimi zaman da zorlu şartlara boyun eğerek değiştirmeyi başarabilmiş iki isim. “Acaba günün birinde ben de…” ile başlayan cümleler kuruyorsanız, bizce tecrübe ve önerilerine kulak verin.
Behzat Şahin
Teknede yaşama fikri nasıl ortaya çıktı?
Zaten hep hayalimdi. Eşim İsmihan da destekleyince, teknemizi alıp revize ettikten sonra Fenerbahçe Marina’da teknede yaşamaya başladık. Üç yılın ardından Malta’ya doğru yolculuğa çıktık. İki kışı ve bir yazı Sicilya’da geçirdik. Bir süre de Tunus’ta konakladık. Dönüşte de Bodrum’a bağlandık. Şimdi, teknemiz Bodrum’daki evimiz.
Teknede yaşamanın en büyük avantajı nedir?
Eviniz hep doğanın içinde. Gittiğiniz yere evinizle birlikte gidiyorsunuz.
En büyük dezavantajı peki?
Bilmem. Bazı zorlukları var ama dezavantaj olarak algılamıyorum.
Bu işe kalkışanlar sizce ilk neye dikkat etmeli?
Denizi, kuralları iyi biliyor olmak. Doğayla uyumlu yaşamayı becerebilip, ona karşı haddini bilmek.
Denize tutkun olan her insan teknede yaşam kurmayı başarabilir mi?
Bu bir yaşam biçimi, içinde deniz sevgisini de barındıran bir yaşam biçimi ama tek başına yeterli değil.
Her an yanınızda bulundurmanız gereken olmazsa olmazlar nelerdir?
Acil durumlar için her zaman hazırlıklı olacak bir nevi deprem çantası. Hava durumunu sürekli izleyebilecekleri donanım ki bugün cep telefonu bile yeterli olabiliyor ve navigasyon araçları. Bu da bir akıllı telefonla halledilebiliyor. Ayrıca can güvenliği ekipmanları.
Ekonomik açıdan düşününce teknede yaşamak daha pahalı bir seçenek mi?
O tamamen kişinin öznel koşullarıyla ilgili. Benim için karada yaşamaktan daha pahalı değil.
Kış aylarını daha rahat geçirmek için aldığınız önlemler var mı?
Tekne her zaman hazır ve tüm sistemleri çalışır halde olmalı, buna kalorifer sistemi de dahil. Hava koşulları da yaz ya da kış fark etmez, her zaman gözlenip, tekne emniyete alınmalı.
Teknede sıradan bir gününüzü anlatsanız neler söylersiniz?
Karada yaşamdan farklı olarak hava durumu ve doğa koşullarıyla ilgiliyiz, kontroller yapılır. Günlük bakım rutinini muhakkak yaparsınız. Karaya oranla çok daha hareketli geçer. Boş kaldığım bir zamanı hatırlamıyorum. Ama hiçbiri de bana angarya gibi gelmez. Memnuniyetle çalışıyorum.
Güneş Özensoy
Teknede yaşama fikri nasıl ortaya çıktı?
Kendiliğinden gelişen bir süreç oldu. İlk teknemizde uzun süreli kalıyorduk. Sonra bu ikinci teknemizi yaptık. Bu teknenin projesi yıllarca evimizin salon duvarındaydı. Günlerce projeye bakar, nasıl ve ne şekilde yapalım diye düşünürdük. Atölye süreci de zorlu oldu. Bizi hep teknemizde, denizde olma hayali motive etti. Bir şeye bu kadar zaman ve bu kadar emek harcayınca onu bırakıp gitmek istemiyorsunuz. Her yerinde sizden bir şey var çünkü. Her bir parçasına dokunmuşsunuz. Ama en önemlisi tabii ki doğada olmanız. Tekneniz sayesinde doğanın bir parçası oluyorsunuz. Bir de tekne, gerçekten güzel bir ev. Manzarası her gün değişen, dört mevsimi hissedebildiğiniz bir ortamdasınız. Böyle bir evi bırakıp başka bir yerde yaşamayı neden isteyeyim ki.
Teknede yaşamanın en büyük avantajı nedir?
Yaşam alışkanlıklarınızla birlikte gezebiliyorsunuz. Bence en büyük avantajı bu. Kendi yastığınız, her zaman çay içtiğiniz bardağınız. Kaplumbağa gibisiniz yani, eviniz kabuğunuz oluyor.
En büyük dezavantajı peki?
Kişisel istifçiliğe imkan vermiyor. Yani çeşit çeşit ayakkabınız, elbiseniz vs olamıyor. Teknede sadece tekneyle ilgili şeyler için istifçilik yapılır. İki karış halatı dahi atmak istemezsiniz. Benim yaşadığım bir dezavantaj yok aslına bakarsanız.
Bu işe kalkışanlar sizce ilk neye dikkat etmeli?
Şehir hayatı içinde sürdürdükleri yaşamlarına ilişkin tüm ezberlerini unutmalılar. Su ve elektrik sınırlı. Tam duş alırken su pompası sorun çıkarabilir, söylenmeyeceksiniz. Mızıklananlar denize atılıyor. Ama bence en önemli şey eşinizle uyumunuz. Ben teknede birlikte yaşamayı dans etmeye benzetiyorum. Her iki dansçı da iyi olabilir ama dansın güzel olması için ritme ve birbirinize uyum sağlamanız gerekiyor. Teknenin boyutları bence çok önemli değil.
Denize tutkun olan her insan teknede yaşam kurmayı başarabilir mi?
Bence teknede yaşamak ayrı bir format. Teknede yaşayıp, palamarlarını hiç çözmeyen insanlar tanıyorum. Deniz tutuyor ve korkuyor, bu nedenle açılamıyorlar. Gerçekten isteyen herkes tabii ki yapar. Ama en önemli şey şehir alışkanlıklarınızdan kurtulup kurtulamayacağınız. Önünüze konan yemeği yemiyorsanız, yemeği kendiniz hazırlamak zorundasınız. Bunun anlamı şu, elinizden her iş gelecek, çözüm üretebilen bir insan olacaksınız.
Her an yanınızda bulundurmanız gereken olmazsa olmazlar nelerdir?
Fener, bıçak, alet takımı ve halat. Bunlar bizim teknede hep el altındadır.
Ekonomik açıdan düşününce teknede yaşam daha pahalı bir seçenek mi?
Daha pahalı bir seçenek olduğunu düşünmüyorum. Şehir hayatı içinde nasıl bir standartta yaşıyorsanız teknede de aynı standardı yakalayabileceğiniz seçenekler mevcut. Ama tekne hayatı, size aynı paraya her zaman keyifli bir ortam sunuyor. Aslında tekne hayatı size “sokak çocuğu” olma fırsatı tanıyor. Hep bir hareket var. Her teknenin ayrı bir kişiliği vardır. Size de kendiniz olma fırsatı verir.
Kış aylarını daha rahat geçirebilmek için aldığınız önlemler var mı?
Barınma sorunu ne yazık ki ülkemizde ciddi bir sorun. Teknenin güven içinde olacağı bir liman buldunuz mu gerisi kolay. Bizim teknemizde çok iyi bir yalıtım var. Bu nedenle bir çay yapsak tekne sıcacık oluyor. Ama ısıtma sistemimiz de var. Bence küçük ya da büyük her teknede de olmamalı. Kışın teknede yaşamak tekneyi çok koruyor. Teknede ısıtma sisteminin kullanılması nemi de önlüyor çünkü.
Teknede sıradan bir gününüzü anlatsanız neler söylersiniz?
İş günüyse, vaktimiz varsa kahvaltımızı ediyoruz. Sonra vanaları ve elektriği kapatıp işe gidiyoruz. Ama işe gitmiyorsak, sabah denizin tadını çıkararak kahvaltı ediyoruz. Bizim tekne pilot-house olduğundan yaz-kış fark etmiyor, teknenin içindeyken de etrafımızı görebiliyoruz. Ardından mutlaka teknede yapılacak bir şeyler oluyor. Teknede onarım hiç bitmez. Koydaysak mutlaka kıyıya çıkar yürürüm. Geçen sene bulunduğumuz koyda yaptığım yürüyüşlerde yaban mersini toplamıştım. Çok güzel likör yaptım. İçine attığım tarçın kabuklarını da tekrar kuruttum ve şimdi çayımıza çok hoş lezzet katıyor. Çevremizden kopuk olmayan sıradan bir yaşam sürüyoruz kısacası. Kitap okumaya, kendimize vakit kalıyor. AVM’ye gitmiyoruz, televizyon yok. Teknede bir gün çok uzun ama bir o kadar da size yetmiyor. Nasıl akşam olduğunu anlamıyoruz. Arkadaşlarımız da çoğu zaman bize eşlik ediyorlar. Dört mevsimi, doğayı yaşıyoruz. Ben çok keyif alıyorum.
Comments are closed