Hız, sadelik ve her yere gidebilme yetisi. Aynı zamanda küçük birer tekneleri olan süperyat sahipleri David Edwards’a, boyun her zaman bir anlam ifade etmediğini söylüyor.
Farklı yatlar hakkında konuşsalar da, hepsinin ortak bir noktası var, öyle değil mi? Her biri süperyatlara oranla küçük boylara sahip. Aslında, ikisi yalnızca 16 ve 14 metre boylarında.
Üç tekne sahibi de deneyimli birer denizciler. Filolarında daha büyük tekneleri olmuş veya hala mevcut. Birinde 47 metrelik bir Heesen, diğerinde 40 metrelik bir Sanlorenzo Alloy, üçüncüsünde de 38.8 metrelik bir Claasen var. Şimdi ise yeni teknelerinin maharetlerini övmekle bitiremiyorlar. Peki, bu kadar ilgi çekici olan ne?
Heesen Book Ends’in sahibi Bob Book son birkaç yıldır Viking 62 spor balıkçısını kullanıyor ve bugünlerde ise “eşi benzeri olmayan” bir Viking 82 CMY almak üzere. 24.5 metrenin küçük bir tekne olduğu söylenemezse de, Book bunu daha büyük yatına eşlik etmesi için satın almış. “Büyük yatları olan birkaç genç şimdilerde Viking satın alıyor” diyor.
New Jersey menşeili tekne üreticisinin CEO’su Pat Healey’in sözleri de bunu destekler nitelikte. “Bugün müşterilerimizin yüzde 20’si Viking teknelerini 45 metre ve üstü yatlarına eşlik eden ikinci veya üçüncü tekneleri olarak satın alıyorlar.
“Bu insanların birçoğu Bob gibi, hayatlarını denize adayan insanlar. Yıllardan beri kendi teknelerini kullanıp ardından daha büyük bir motoryata, böylelikle megayat dünyasına geçiş yapmışlar. Hal böyle olunca bir kaptana ve mürettebata ihtiyaç duymuşlar.
“Fakat hala tekne kullanmayı ve bu işte aktif olmayı seviyorlar. Bugün gördüklerimiz de bu tutkunun bir yansıması.”
Book küçük teknesinde balık avlamayı severken, içindeki büyük yat sahibi güvertede süperyat standartlarını arıyor. Yeni teknesiyse bunu ona tek bir pakette sunuyor. “Teknenin üretimi gayet iyi” diye anlatıyor. “Beş kamarası ve kıç tarafta bir güverte alanı mevcut. Çok güzel bir açık kuzineye ve kapalı bir de köprüye sahip.”
Görünüşe bakılırsa küçük tekneler de artık büyüyor. En azından konfor, mobilya ve teknoloji bakımından öyleler. Elbette hız da es geçilmemesi gereken bir nokta. “Bu teknede, 30 knot’ta ilerleyebiliyorum. Suya yaklaştıkça sizi denizciliğe iten o hissi bir kez daha yaşıyorsunuz” diyor Book. “Suyun içinden hızla ilerlerken bunu gerçekten hissediyorsunuz. Beni bir mıknatıs gibi kendine çeken de bu his oldu.”
Mürettebat, ya da onların olmayışı da tekne sahibinin altını çizdiği noktalardan. “Büyük yatlara kıyasla küçük boy teknelerin avantajları neler?” diye soruyor Book. “Benim listemin başında şu geliyor: daha az mürettebat sıkıntısı. Daha kolay, daha sade ve daha eğlenceli.”
66 yaşındaki Thomas Haffa da daha küçük tekne almanın tamamen “yaşla ilgili” olduğu itirafında bulunuyor. Hassa, 13.4 metrelik bir Rivarama Super sahibi. Bu yazı eşiyle birlikte Sardunya civarında seyre çıkarak değerlendiriyor. “Bizim yaşımıza geldiğinizde şunu fark ediyorsunuz: mürettebatsız bir teknede olmak gerçekten keyif verici. Ben de eşim de küçük teknemizde vakit geçirmekten mutluyuz. Mahremiyetimiz var, özgürlüğe sahibiz. Hiç kimseyle tartışmak durumunda kalmıyorum. Tartıştığım tek insan yine kendimim.”
Daha önce 27 metrelik Wally Tiketitoo, 35 metrelik bir Benetti ve 40 metrelik bir Sanlorenzo 4H’ı varmış. Bir noktada megayatlardan hevesini aldığını düşünmüş. “Saint-Tropez ve Porto Cervo’da 150 defa seyre çıktıktan sonra bu bölgeleri avcunuzun içi gibi biliyorsunuz” diyor. “Küçük bir tekneyle görüntüden kayboluyor, radardan çıkıyor ve yeni mekanları farklı şekillerde keşfetme özgürlüğüne kavuşuyorsunuz.
Şimdilerde yeni bir “nehir teknesi” aldı ve bunun heyecanını yaşıyor. Dört yıl önce Amsterdam’dan İstanbul’a eşiyle birlikte bir nehir yolculuğu yaptığı ve Montenegro üzerinden döndüğü 15 metrelik Linssen Grand Sturdy’si de vardı. Bu teknesini elden çıkararak yeni bir Grand Sturdy 500 AC Variotop aldı. 16.5 metrelik teknesine 2018 yazında kavuşuyor.
“Son teknemizle Karadeniz’i 40 knot’lık rüzgarlar eşliğinde geçtik ve hiç problem yaşamadık. Tekne inanılmaz. Oğullarım pek beğenmese de ben onu güzel buluyorum.”
Haffa’nın yeni Linssen’i küçük teknelerin yeni nesil görünümünü özetliyor. Teknik özellikleri, detayları ve teknolojisiyle Haffa ve yaşıtı denizseverlerin ilk yıllarında kullandıkları pek çok tekne modelinin epey önünde.
“Linssen teknem cep boyunda bir süperyattı. Bu teknede bir süperyatta bulabileceğim her şeye sahibim. Her şey. Bir mühendise ihtiyaç duymuyorum. Bir servis elemanına ihtiyacım yok. Kaptana ihtiyacım yok. Mürettebata bile ihtiyacım yok. Benim teknedeki sağ kolum eşim.
“Bir baş ve bir kıç pervaneniz, iki motorunuz var. Gerekli tüm elektronik ekipmanlar mevcut. Eşimi bazen deniz tutuyor. Nehir teknemdeyken bunu hiç yaşamazdı. Denizdeyken bile. Çünkü tekne çelik ve çok ağır. Bu küçük tekne ise 33 ton, sudaki derinliğine diyecek yok. Stabilizörler de var. Göz alıcı!”
38.8 metre boyundaki Claasen Atalante’nin sahibi de küçük teknesindeki teknolojiden memnun. Grand Banks üretimi 14.6 metrelik Eastbay 44SX teknesinde üç kamara, aluminyum bir RIB’i taşımak için hidrolik vince sahip küçük bir kıç platformu ve ilave gyro stabilizörü bulunuyor. Ayrıca Zipwake trim-kontrol sistemi de mevcut. “Bu beni epey etkiledi” diyor tekne sahibi. “En güzel yanı da bilgisayar kontrollü olması. Bu nedenle yüksek hızda ilerlerken gyro çok etkili çalışmasa bile bu şey eğimi kontrol altına alıyor ve sorunsuz bir seyir gerçekleştirebiliyorsunuz.”
Bir Eastbay sahibi olmanın ve kullanmanın ne denli stressiz olduğundan bahsediyor. “Marinada her zaman yeriniz var. Küçük alanlara teknenizi park edebilirsiniz. Sudan çıkarabilir ve fırtınadan korumak için güvenlikli bir yere alabilirsiniz. Benim yaşadığım Florida ve Bahamalar’da bu çok önemli.”
Üstelik 26 knot hıza çıkabiliyor. Küçük teknelerin büyük biraderlerine göre ciddi avantajları da yok değil. “Havanın hakkından gelebilirsiniz” diyor Eastbay sahibi. Yılın altı ayını Bahamalar’da geçiriyor ve teknesini de orada kullanıyor. Sığ sularda düşük su çekiminin önemini vurguluyor. “Derinlik endişe ettiğiniz bir mesele olmaktan çıkıyor, çünkü yalnızca bir metre ve siz rahatlıkla çevresinde dolaşabilirsiniz.”
Bobby Genovese de benzer bir noktaya değiniyor: 46.9 metre uzunluğunda bir Feadship BG yata sahip, ancak hayatını Bahamalar’daki Cennet Adası’nda sürdürüyor. “BG’nin su çekimi üç metreyi buluyor” diyor. “Hal böyle olunca gidebileceğim yerler sınırlı.” Bu da onun nasıl küçük tekne hayranı olduğunu açıklıyor. 23.7 metrelik bir Lazzara 75 LSX’e sahip. “1.4 metrelik suda rahatça hareket ediyor. Her yere gidebiliyorsunuz.”
Tabiri caizse küçük tekne sahibi deneyimli denizciler için, daha küçük boy tekne almak, başladıkları noktaya geri dönmekten ziyade, geleceklerini özgürleştirmek olabilir. Tercih ettikleri cennet koylara ancak bu şekilde ulaşabiliyorlar. Süperyat standartlarını küçük birer pakette elde edebilmişler.
Healey, Viking’te çok fazla işlemin uygulandığını söylüyor. “Ar-Ge faaliyetleri için yılda 15 milyon dolara yakın harcadık. Tasarım ve mühendislik departmanımızda 45 çalışanımız görev alıyor. Geliştirdiğimiz dümen sistemlerini ve ağırlıktan kazandığımız mukavemeti biz geliştirdik. Bu tekneler 25 metrelik motoryatlar ve 32 knot hıza ulaşabiliyor, 25-26 knot’ta kolayca seyredebiliyorlar. Deplasman yatlarından söz etmiyoruz. Bunların her biri performans motoryatları.”
Genovese, Feadship yatını çok seviyor. Ondan, “Altı yıldızlı bir yat. Aklınıza gelebilecek her türlü deniz oyuncağını barındıran, yüzen bir tatil köyü” diye bahsediyor. “Fakat küçük tekneleri de bir o kadar seviyorum.” 22.5 metrelik bir Sunseeker Predator’a sahip (açılış fotoğrafı) ve son dokuz yıldır kullandığı Lazzara’yı gerçekten çok seviyor ve beğeniyor. “Sanıyorum o benim için bu boylardaki en iyi tasarıma sahip tekne. İnanın hepsine tek tek baktım. Bu teknede kuzine, tamamıyla güneş görür nitelikte. Herkesi bir araya toplayan dev bir mutfaktaymışsınız hissi uyandırıyor. Tekneyi olduğundan çok daha büyük gösteriyor.”
Haffa’ya gelince, onun için küçük boy tekneler şimdiye dek edindiği tüm megayatların sunduğu keyfi yaşatabiliyor. “Hiçbir fark görmüyorum” diyor. “40 metrelik bir yatı, bir Wally’yi veya nehir teknesini aldığınızdaki heyecan -ki inanılmaz büyük bir heyecan bu- hiç değişmiyor.”
Comments are closed